Türkiye’deki Medya Yapılanması ve Medya’nın Etki Gücü
- 18 Mar 2018
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Ağu 2022
İçinde bulunduğumuz dijital evrim ile “Endüstri 4.0” çağında medyanın da gelenekselden dijitale geçişi sanılandan hızlı oldu.

2004 yılında yapılanan Facebook ile son 10 yılda başlayan toplumsal etkileşim akımı 2006 yılında kurgulanan Twitter ile daha ciddi bir boyut kazandı. Kullanıcıların günlük hayatlarının vazgeçilmez bir parçası olan sosyal medya hesapları kültürel bir değişime de sebep oldu. Bu etkinin farkına varan şirketlerin bu alana yaptığı yatırımlar çoğaltıldı; böylece birbirine bile rakip olmaya başlayan dijital kanallar türemeye başladı.

Dijital iletişim ile beraber “anlık iletişim” ve “çift taraflı iletişim” olanağı farklı bir etkileşim deneyimi sunmaya başladı.
Bulunduğumuz dönem içinde televizyon, radyo, gazete ve dergi gibi konvansiyonel yayıncılıktan online iletişim mecralarında yer almaya başlanılan bir döneme geçiş gözlemleniyor. Rekabetin hızlı olduğu anlık iletişimde öne geçmeye çalışan markalar sosyal medya kanallarında taktiklerini hızlandırmak ve geliştirmek zorunda kalıyor. Dijital endüstride yayıncılık teknolojisi de bir yandan sürekli bir ilerleme gösteriyor. Şu anda hâlâ geleneksel medyanın etkisi kamuoyunda görülse de etki alanının hedef kitleye göre değiştiğini söylemeliyiz.
Dijital iletişim ile beraber “anlık iletişim” ve “çift taraflı iletişim” olanağı farklı bir etkileşim deneyimi sunmaya başladı. Bireylerin yani tüketicilerin de birer “haberci” olduğu yeni bir çağ başladı. Bu durumda profesyonel medya kanallarının sorumlu olduğu habercilikte sosyal medyanın gücüyle her kişinin birer “yayıncı” olduğu bir durum söz konusu oldu. Bu gelişmeler ışığında, medyanın etki gücü akıllı telefon, lap top ve tabletle vakit geçiren insanlar arasında, herkesin erişimine açık olan dijitaldedir. Mobil cihaz kullanmayan veya sınırlı kullanan kişilerde ise televizyon ve yazılı basın organlarının etkisinin fazla olduğundan bahsetmek mümkün haldedir. Değinmek gerekir ki; bu yoğun dijital etki sadece dijitalin etkin olduğu ajansların kurulmasına da yol açmıştır. Bu da tamamen yeni bir sektörün oluşması ve ekonomiye can vermesi demektir.

Ayrıca sektöre ayrıntılı baktığımızda, markaların, kurum ve kuruluşların kendi imkânları ile diğer bir deyişle hedef kitleleri ile aralarında medya mensupları olmadan kendi web sitelerinden de direkt iletişime geçtikleri görülüyor. Böylesi bir durumda tüketicilerin tüm ihtiyaç duydukları bilgileri, onlara sunabildikleri gibi hedef kitlenin de istediği markaya istediği anda ulaşıp bilgi aldığı bir dünya söz konusu.
Kısacası artık her bireyin, her kurumun ve her oluşumun birer değil, hata bir kaçar kanaldan açtıkları yayın organları var. Üstelik karşılıklı etkileşimlerle en sağlıklı iletişim yöntemi olan “çift taraflı iletişim”i kurabilmekteler.
Medyanın özgür, bağımsız ve etik olması yapısı ve varoluş nedeni gereği şarttır. Türkiye’de zaman zaman medya üzerinde sınırlamalar ve engellemeler olabiliyor. Bu, halkın bazen panik yapmaması, bazen de kötü etkilenmemeleri gereken durumları kapsayabiliyor. Yasaklı veya hatalı yapılan yayınlara da sonrasında veya duruma göre anında Türkiye Radyo ve Televizyon Üst Kurumu tarafından yayın kesintisi gibi cezalar gelebiliyor.
Medya sektörü aynı zamanda Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Basın İlan Kurumu tarafından da desteklenir.

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden edinilen son bilgiye göre Türkiye’de bugün yaklaşık 6800 ulusal ve bölgesel düzeyde yayın yapan gazete ve dergi bulunuyor. Bunların 24 tanesi ulusal, 15 tanesi bölgesel, 209 tanesi yerel, 78 tanesi kablolu, 154 tanesi uydudan oluşuyor. Toplamda 263 televizyon ve 1058 radyo kanalı ile dinamik bir medya ortamından bahsedebiliriz. Türkiye’nin kültürel ve coğrafi düzeyde önemini fark eden yabancı yatırımcıların da Türkiye’ye yatırım yaptığı görülüyor. Al-Jazeera, Times Warner ve News Corp. gibi dev medya şirketleri bu yatırımcılardan bazılarıdır.
Türkiye’de önde gelen medya grupları şu şekildedir: Turkuvaz, Çukurova, Samanyolu, Kanal 7, Doğuş, İpek, Ciner, MNG, Demirören, Albayrak, Feza, İhlas, Star… Bu büyük medya grupları da yayın organlarında teknolojiyi yakalayıp kazançlarını devam ettiriyorlar. Çağa ayak uydurabilen hayatta kalıyor.
Son dönemde (21 Mart 2018) Kanal D, CNN Türk, tv2, Dream TV, Euro D, Radyo D, Slow Türk, CNN Türk Radyo, radyonom.com, yenibiris.com, bigpara.com, yakala.co, ekolay.net, Dream Türk, Blu TV, Hürriyet, Posta, Fanatik, Hürriyet Daily News, TME, Doğan Burda Dergi, D-Smart, Doğan Egmont, D Productions, Doğan Music Company (DMC), Doğan Kitap, Doğan Pazarlama ve Planlama (DPP)'nın oluşturduğu Doğan Medya Grubu, Yıldırım Demirören'in sahip olduğu Demirören Medya'ya satılması büyük yankı uyandırdı.
Medya kamuoyu oluşturma yani kitleleri istenilen doğrultuda etkileme gücüne sahip bir yapıdır. Medyada yer alan haberler, bilgilendirmeler, kampanyalar, oluşumlar, etkileşimler kitleleri çok kısa sürede etki altına alma, ikna etme ve aksiyona geçmeleri için hareket ettirme potansiyeline sahiptir.
Bu gücün farkında olan “yapılar” kamuya kendi hedefleri doğrultusunda hükmetmek isterler. Özellikle “etkileyiciler”in oluşturulması ve kullanılması söz konusudur.

Ekonominin ve dünyadaki ticari, siyasi her türden gelişmenin medya kanalları ile an be an takip edilmesi ve birbirini ciddi anlamda etkilemesi söz konusudur.



Yorumlar